ANORMAL PSİKOLOJİ

İşsizlik ve Psikolojik İyi-Oluş

Türkiye’de ve dünyada işsizlik oranlarının arttığı günümüzde işsizliğin psikolojik iyi-oluşumuza etkisini tartışmak gereklidir. İşsizlik hem psikolojik hem sosyolojik hem de finansal açılardan dünyadaki en büyük problemlerden biridir. Tanım olarak iş arayışında olan bireylerin iş bulamaması olarak tanımlanan işsizlik 2013 itibariyle 200 milyon insanı etkilemektedir. Bu sayı gün geçtikçe artmakta ve aileleri, toplumu ve global olarak dünya ekonomisini etkilemektedir. Freud (1961)’un da öne sürdüğü gibi kendi gerçeklik algımızı sınamanın bir yolu profesyonel iş yoluyladır. Bu teori der ki gerçeklik prensipi insanların dış yolla acı çekmesini engeller.  İş yoluyla bireyler topluma katılım sağlar ve bağlantılar kurarak mutlu olabilirler ve acıları azalmış olur. Jahoda, Lazersfeld & Zeisel (1972) araştırmasına göre işsizlik psikososyal ve bir sağlık problemi olarak algılanmaktadır. Her ne kadar bu bakış açısı biraz değişse de işsizliğin psikolojik iyi oluşu negatif anlamda etkilediği bilinmektedir. Bu arada işsizliğe bağlı olarak dinamik değişimlerin gösterilmesi de önemlidir. Eisenberg and Lazarsfeld (1938)’ın modeline göre dört aşama vardır: ilk şok, iş arama ve optimizm, başarılı olamama ve pesimizm, ve son aşama düşüş ve kadercilik. Bu model işsizliğin psikolojik mekanizmalarını anlamak için hala kullanılmaktadır. Bu yazıda işsizlik ruh sağlığı, akıl sağlığı, hayat başarısı ve sosyal iyi oluş açısından kritisize edilecektir.

Psikolojik iyi oluş sosyal, subjektif, ve psikolojik katmanları açısından dinamik bir kavramdır. Çok katmanlı olduğu için psikolojik iyi oluş birçok açıdan ortaya çıkar mesela kendilik-değeri ve özgüven. Sosyal psikologlar negatif olaylara tanıklık etmenin işsizliği etkilediğini ve bunun da psikolojik iyi oluşa etki ettiğini iddia etmektedirler (Erikson, 1959; Jahoda, 1982; Seligman, 1975). İnsanların psikolojik sağlığı etkilendiğinde bilişsel performansları, motivasyonları ve kendilik algıları da etkilenmektedir. Bu da sonuç olarak, üretkenliği etkilemektedir. Erikson (1959) gelişimsel bir model ortaya atmıştır. Bu psikososyal gelişimsel modelde insan gelişiminin sekiz aşaması bulunmaktadır. Sağlıklı psikolojik gelişim sekiz aşamanın tamamlanmasından geçmektedir. Bu önemlidir çünkü iş  yerinde başarısızlığın bireyin kendilik değerini etkiler. Jahoda (1982)’nın da dediği gibi iş bulmak psikolojik iyi oluşu artırmaktadır. Özetlemek gerekirse, iş insanların ve toplumun işleyişinde önemli role sahiptir. Bu sosyal rol işsizlerin psikolojik iyi oluşunu etkilemektedir. Yine Jahoda (1982) gizli mahrumiyet modelinde öne sürmüştür ki maaşlı iş beş psikolojik gizli fonksiyonu beslemektedir: zaman planlaması, kolektif hedefler, düzenli aktivite, statüs ya da kimlik ve finansal fonksiyon. İşsizlik ise hem gizli hem de finansal fonskiyonlar hem de psikolojik iyi oluş üzerinde negatif etki etmektedir.

Psikolojik merkez de işsizlik deneyimini anlamak için önemlidir. Psikolojik merkez üretkenliğin psikolojik özelliklere etkisini araştırır. Kendilik algısı, işle ilgili davranışlar, hayatla ilgili genel bakış açısı, ve etik oryantasyonu içermektedir. Psikolojik merkez geliştirilebilir ve güçlendirilebilir. Rani (2015) psikolojik merkezi Hintli işsizler üzerinde araştırdı ve psikolojik merkezin psikolojik iyi oluşa etkili olduğunu bulguladı. Cole, Daly & Mak (2009) ise psikolojik merkezin işsizlik ve tekrar iş bulma üzerine etkisini inceledi. Psikolojik merkezin bireyin tekrar iş bulma üzerindeki motivasyonuna etkisi olduğu düşünülmektedir. Bulgulara göre işi olanlar daha mutlu ve yüksek iyi oluş değeri tekrar iş bulmakta etkilidir. Psikolojik merkezin kuvvetli olması iş bulmayı ve yüksek iyi oluşu etkilemektedir. Bu da negatif işsizlik-iyi oluş döngüsünü kırmaktadır. Bu döngü zayıf iyi oluşun motivasyonu onun da iş arama davranışını etkilemesi şeklinde açıklanabilir. Sonuç olarak, psikolojik merkez, iyi oluş, motivasyon, işsizlik ve iş piyasası arasında bir kısır döngü oluşmaktadır. Bu da işsiz bireylerin iş bulmasını zorlaştırmaktadır. Psikolojik merkezi geliştirerek bireylerin psikolojik iyi oluşunu ve işe alınma şansını artırmak mümkündür. Bu da büyük ölçüde çaba gerektirmektedir ama bu devlet poliçelerini ona göre ayarlayarak ve işle ilgili ve bağlı programlar yaratarak işsizlik döngüsünü kırmak mümkündür.

Diğer yazımızda görüşmek dileğiyle!

Exit mobile version