Japonların hayatını oldum olası merak etmişimdir. Bugün de sizinle Fuji Dağının büyülü hikayesini paylaşmak beni çok heyecanlandırıyor. Bir gün umarım gerçekten görmek bana da nasip olur. Üniversitemde bir grup sayesinde Japonları yakından tanımak nasip oldu. Bugün de sizlerle Fuji Dağının hikayesini paylaşmak istedim. Fuji Dağı bazen sislerle kaplansa da her zaman oradadır tıpkı hayattaki büyük hedefler gibi her zaman yerindedir. 10. yüzyıldan gelen efsaneye göre Fuji Dağı’nın hikayesi Kaguya adlı bir genç kızın hikayesidir. Dolunaylı bir gecede Kaguya devasa bir ışığa dikkat kesilir. Rivayete göre Ay’ın sakinleri onu evine çağırmaktadırlar. Bu genç kıza aşık olan imparator ona bir mektup yazar ve Fuji Dağının en tepesine mektubu yollar. (Fuji: ölüm olmadan) Bundandır ki Fuji Dağı ölümsüzlük dağı olarak öne çıkmaktadır. Japon askerler dumanın Ay’a kadar ulaşacağını böylelikle imparatorun kelamını Kaguya’nın okuyabileceğini ümit ederek mektubu yakarlar. Böylelikle ölümsüzlük iksirini de yakmış olurlar zira imparator sonsuza kadar yaşamak istemez. Fuji zaman geçtikçe bolluk ve asker olarak çevirilmiştir. Bu deyiş İmparator’un isteğiyle mesajı Ay’a kadar taşımaya çalışan askerlere atıfta bulunmak için değişime uğramıştır. O dönemden itibaren Fuji dağı ne zaman püskürse içinden çıkan lavlar Kaguya’ya sonsuz bir mesajı taşımaktadır. Böylelikle de imkansızı mümkün kılmadaki sevgi ve sonsuz ümit temsil edilir.
Görsel 1: Fuji Dağı
Sir Rutherford Alcock’un Fuji Dağı Macerası
Japon olmayıp Fuji Dağı’nın tepesine kadar tırmanan ilk ünlü isim Britanyalı diplomat Rutherford Alcock olmuştur. Japon yetkililer her ne kadar onu vazgeçirmeye çalışsa da Alcock kasım aylarının sonuna doğru dağa tırmanışına başladı. Fırtına çıkmasına rağmen Britanyalı diplomat tırmanmaya devam etti. Birçok dağcı zirveye ulaşmaya çalışırken kaybolmuştu fakat Alcock oldukça başarılı oldu ve Fuji dağına tırmanan ilk yabancı isim oldu.
”En zorlu bölüm sonuncusu oldu, günün yorgunluğu da hiç yardımcı olmuyordu. Bacaklarımızın ağrısını dindirmek ve nefesimizi yeniden kontrol altına almak için belirli aralıklarla duruyorduk. Bazılarımız bırakmayı düşünse de, biz zirveye kadar çabalamaya devam ettik ve bu sayede hem krateri hem de o mükemmel manzarayı hayranlıkla seyretme şansını yakalayabildik.”
Sir Rutherford Alcock
Yaşam zirvelerle doludur. Yasak olduğunu düşündüğümüz, henüz erişemediğimiz hayallerimiz vardır. Hayatımız boyunca mantıksız da olsa altından kalkamayacağımızı düşündüğümüz birçok şeyle karşılaşırız. Zihnimizde sayısız engeller inşa ederiz ve bu engeller bir gün yıkılır. Walt Disney şöyle der: İmkansızı mümkün kılmak kadar keyif veren başka bir şey yoktur. Mesela Japonca öğrenmek, çetrefilli bir spor dalına başlamak, piyanoyu kesintisiz çalmayı öğrenmek ya da kendi ülkenizdeki Fuji Dağı’na denk başka bir dağa tırmanmak…Tüm bunları başarmanın yolu bakış açımızı değiştirmekten geçer çünkü hiçbir şey imkansız değildir. Kendinizi yetersiz hissettiğimizde eskiden yapabileceğimiz gerçeği aklımızın ucundan bile geçmeyen bütün hedeflerimizin listesini yapmak iyi gelecektir. Geriye dönüp baktığımızda bu maddeler bize gülünç gelecek olsa da kendimize koyduğumuz engellerden ve sınırlı düşüncelerden sıyrılmak için epey faydalı olacaktır. Herkese mutlu haftalar!
Referans: Garcia, H., & Miralles, F. (2019). Ikigai Uygulama Rehberi, İndigo Kitap, Esenler/İstanbul
- Bildiri- #psikolojiörgünkalmalı - Temmuz 14, 2020
- Kaplanı Uyandırmak-Peter Levine - Haziran 18, 2020
- ”Çözünürlüğü Yüksek Hayatlar” - Aralık 23, 2019